hususta değişimi doğru okuyabilmek ve var olan o gerçekliğin değişmesine bağlı olarak kafada şekillenen o dünya modelini değiştirebilmek/güncelleyebilmek de oldukça
önemlidir.
Aile içi iletişimi verimli hale getirebilmek için... Günümüz koşullarında aileyi tehdit eden birçok dâhili ve harici unsur söz konusu. Televizyon, internet evlere kadar girmiş vaziyette. Yeri geldiğinde negatif mesajların kurbanı oluyor, eşler ve çocuklar.
Dış dünyada da birçok olumsuzluk var.
Aile yapısını bozmaya ve aileyi zayıflatmaya çalışan unsurlar var. Toplumu bir tüketim toplumu haline getirmeye çalışan, bireyleri bu konuda değiştirme çabasında olan faktörler var. Dolayısıyla aile yapısı, insan hayatının hiçbir döneminde karşılaşmadığı kadar büyük tehlikelerle karşı karşıya. İşte bu noktada herkese önemli görevler düşüyor. İletişimsel sorunlarda üç aşama vardır: Sorun ilk ortaya çıktığında “Kendi kaynaklarınızı kullanarak çözülebilir durumda mı?” sorusunu sormalısınız. Zira en ağır hastalıklar bile ilk evresinde, herhangi
56
bir ilaca yahut bir doktora gerek kalmaksızın kişinin kendi çabasıyla çözümlenebilir durumdadır.
İkinci aşamada ne olduğunu tespit etmek gerekiyor.
Hafif bir kırgınlık yaşandığında, hemen dinlenir, beslenme şekline dikkat eder, moraller yüksek tutulur. Böylece o evre kolayca atlatılır. İşte şayet sorunları çözmede bu evreyi kaçırmış, belirtileri görmezden gelmişsek artık bunu halletmek güçleşmiş demektir. Burada bir uzman desteği şart.
Üçüncü aşama uzman desteğine başvurmak. Şayet sorunlar karşısında çözümler bulunamamışsa, ilişkide sarsıntılar yaşanıp artmaya başlamışsa bu noktada uzmanla birlikte bir arayışa girilmeli. Sorunun temeline inip titizlikle çözüme gitmeli.
Eşler birbiriyle bir iletişim dili oluşturarak birlikteliğini sürdürebilmelidir. Ne olursa olsun; şu iki günlük dünyada mutluluğu yakalayıp ebedi saadeti elde etme bakış açısıyla hareket etmelidir hatta. Aksi takdirde çatışarak, zıtlaşarak ve şiddet dilini kullanarak hiçbir sorunu çözebilmek mümkün olmayacaktır.
57
Yorum Gönder