Teşhirciliğin pirim yaptığı zamanda yaşıyoruz. İnsanlar var olabilmek, onay alabilmek, beğeni alabilmek uğruna her türlü saçma davranışı, her türlü iffetsizliği, ahlaksızlığı yapar oldu. Bunun aşırısı ne kadar kötüyse hiç görünür olmamanın, hiçbir şey yapmamanın da aşırı olduğunu söylemeliyim. Kızlar ve erkekler beğeni alabilmek, para kazanabilmek uğruna vücutlarını pazarlar oldu. Like alabilmek uğruna her türlü argo küfür ve aşağılayıcı davranışı yapar oldu. Bu ergenliğini tamamlayamamış yetişkin olamamış insanların acı dolu var olma çabasından ibarettir. Gösterişin aşırısı kötüdür ancak bir de madalyonun diğer yüzüne bakalım.
Bir nebze gösteriş iyidir. Zira fazla tevazu kibirdendir. Gereksiz yere tevazu gösteren insan cahilden nasihat dinler.
Bu devirde insanlara yaptığını bağıra bağıra göstermezsen yok sayılıyorsun. Gözlerine soka soka yapmazsan haberdar etmemiş oluyorsun. Bu durumda da sana Hak etmediğin şekilde davranmalarının sana karşı haksızlık yapmalarının yolunu açmış oluyorsun. Zira senin yaptığın o fiilden ya da sahip olduğun o yetenekten haberi olmayan insanlar sana hak etmediğin şekilde davranmaya başlıyorlar. Bunu ilk atandığım kurumda Bizzat kendi müdürümden yaşadım gördüm. 2017'de atandım. Sözleşmeli'nin çıktığı ilk yıllardı. Ben materyaller tasarlayıp, 45 kilometre uzaklıkta akıllı tahta gibi hiçbir teknolojik imkanın olmadığı, telefonun çekmediği bir köye(Gaziantep'in Bayatlı köyüne) sırtımda Laptop, klavye, fare, hoparlör, hard disk Gibi ne kadar teknolojik ihtiyaç varsa taşıyarak ders işlerdim. Yeri geliyor projektsiyonla yansıtarak yeri geliyor kendi laptopumu ve kablo ile bağladığım bir monitörü derste ikinci ekran olarak kullanarak ders işlendim. Böyle ders işlememe rağmen bunlardan haberi olmayan çünkü okula nadir gamer köye yalnızca haftada bir kere uğrayan ve beni ön yargıları yüzünden tanımayan Müdürüm, bir ders esnasında beni defter yazarken masada otururken görmüş ve çalışmamakla itham edip mobing uygulayarak günlerce beni istifaya zorlamıştı. Hayatımın en zor zamanlarından biriydi. Daha sonra ney üflediğimi, materyaller tasarladığımı, yüksek lisans yaptığımı, teknoloji ile ilgili olduğumu zaman içinde öğrendikten sonra, nasıl ders işlediğim gördükten sonra saygısı atmak zorunda kalmış ve tavrı 180 derece değişmişti. 3 sene sonra artık tayin isteyeceğim yıl okula ziyarete gelen şube müdürüne beni iftiharla tanıtmıştı. Ancak malesef iş işten geçmiş ben çoktan yıpranmıştım. Üzülerek söylüyorum ki aynı şey sokakta, çarşıda, pazarda, evde ailede de geçerli malesef.
Hayat Defterime not ettiğim şu sözlerle yazımı tamamlıyorum.
Kendini güzel görmek kibirdir. Kendindeki güzellikleri görmek ise şükürdür...
Zira fazla tevazu kibire götürür.
Fazla tevazunun sonu vasat insandan nasihat dinlemektir. (İbn-i Haldun)
Kendini ispat etmek istiyorsan bunun tek yolu yapmaktır. Lafla peynir gemisi yürümez. Yapa yapa öğrenirsiniz. Ve yaptıklarınızla kendinizi başkalarına gösterebilirsiniz.
Barış Özcan
Sergilenmeyen yetenekler insan için bir yüktür.
Bizim halk zayıflığı sevmiyor. Bir ortamda mütevazı olmaya kalkarsanız saygı hemen azalmaya başlar, hissedersiniz.
Nuri Bilge Ceylan
Gereğinden fazla tevazu kibirdendir. Muhammed Emin Yıldırım
https://youtu.be/Q2j1tBpGAk0
Eyleme geçmeyen farkındalık pişmanlıktır. Sinan Canan
https://youtu.be/Kn4LXW8--BQ
Yorum Gönder