Ayet El Kürsi
1-Ellahü lê ilêhe illê hüvel hayyül kayyûm,
2-Lê te’huzühû sinetüv velê nevm,
3- Lehû mê fissemêvêti vemê fil’erd.
4-Men zellezî yeşfeu indehû illê bi’iznih,
5- Ye’lemü mê beyne eydîhim vemê halfehüm
6- Velê yühîtûne bi’şey’im min ilmihî illê bimê şêe
7- Vesia kürsiyyü hüssemêvêti vel ard,
8- Velê yeûdühû hıfzuhümê
9- Ve hüvel aliyyül azîm.
ANLAMI:
1-Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. O hayydır(hayat sahibidir, diridir), kayyûmdur(hayatın kaynağıdır, her şeyi hayatta ve ayakta tutandır).
2- Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama.
3- Göklerde ve yerdekilerin hepsi O’nundur.
4- O’nun izni olmadan katında kim şefaat edebilir?
5- O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (Hiçbir şey O’na gizli kalmaz.)
6- O’nun bildirdiklerinin dışında insanlar, O’nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler.
7- O’nun kürsüsü(gücü ve otoritesi) gökleri ve yeri içine alır, her şeyi ve her yeri kuşatır.
8- Onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez.
9- O, Aliy'dir (yücedir), Azimdir (büyüktür).
1-9. ayetler: Allêhü lê ilêhe illê hüvel hayyül kayyûm,
Hay Kayyum, Aliyyül Azim
2- 8 Sine Uyuklama Nevm Uyku
Güvenlik görevlilerinin kameralara sürekli bakması.
Cumada ya da bir derste uyuklama ve sonra uyku örneği gibi.
3- 7 Malik(Sahip )ve Melik(Kral,)
Ben bu kalemin asil hükümdarıyım.
Araba, Telefon, bilgisayara sahip olabilirsin ama hükümdarı olamazsın.
Hükümdarlık büyük şeyler ve insanlar üzerinde otorite için. Eşyalar için hükümdarlık geçerli değildir. 3. Bölüm sahip olma mülkiyet ile ilgilidir(mikro ölçüde).
Bu kitap bir insandan çıkmış olamaz.
Sondan 3. Olan 7 . bölüm ise Kürsüsünden yani hükümdarlığından bahsediyor.(makro)
Yani Allah her şeyin sahibi ve hükümdarı. Bir kral olabilirsiniz ama o ülkedeki her şey size ait demek değildir. Bazı insanların adaları var ama oranın kralı değiller.
4-6 Mahşer günü amcan patronun anne baban kuzenin o benimle o benden yumuşak davranın diyemeyecek. Dünyada VIP den girin diyebilirsiniz. Orda bu işlemez. Tek istisna Allah’ın izin vermesi. Allah’ın izin verdikleri dışında hiç kimse bu konuda yetki sahibi değil. Sondan 4. Bölüm: Allahı’ın izin verdikleri onun istedikleri dışında hiçbir şeyi bilemezler. 4 ve 6 bir istisnadan bahsediyor.
5- Önlerindeki ve arkalarındaki yani geçmişlerindeki ve geleceklerindeki her şeyi bilir.
Peygamberimiz kuranı konuşarak aktarmıştır, yazılı halinden okuyarak değil. Biz şimdi yazılı halde önümüzde olduğu için bunları inceleyebiliyoruz.
Konuşurken hata yapmak çok daha kolaydır. Zira doğaçlama etkileyici konuşmak çok zor bir şeydir.
Bir şeyi söylediğinizde özellikle sosyal medyada geri almanız çok zordur. Kötü bir mesaj yazıyorsunuz. Sonra onu göndermeden önce kontrol edip düzeltebiliyorsunuz. Hatta şimdi gönderdiğini bile silme özelliği geldi. Müslüman olmayan dil bilimciler bunu gördüklerinde peygamberimizin bunu sözlü şekilde aktardığına inanmayı reddettiler. Bunu bir yerden okumak zorunda olduğunu, böyle mucizevi şekilde konuşamayacağını söylediler..
Ebu Hureyre'nin Anısı
Ayetel Kürsi ve Şeytan
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem beni ramazan zekâtı olan sadaka-i fıtrı korumakla görevlendirmişti. Bir adam gelip yiyecek şeylerden avuçlamaya başladı. Adamı tuttum ve:
– Vallahi seni Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna götüreceğim, dedim. Adam:
– Şüphesiz ben muhtacım, çoluğum çocuğum ve pek çok ihtiyacım var, dedi. Bunun üzerine ben adamı salıverdim. Sabaha çıkınca, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Yâ Ebâ Hüreyre! Dün gece tutsağın ne yaptı?” buyurdu. Ben de:
– Yâ Resûlallah! İhtiyaç içinde bulunduğunu ve çoluk çocuğu olduğunu söyledi, ben de acıdım ve salıverdim, dedim. Resûl-i Ekrem:
– “O sana yalan söyledi, tekrar gelecek.” buyurdu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bu sözü üzerine tekrar geleceğini anladım ve onu gözetlemeye koyuldum. Adam geldi ve yine yiyecek şeylerden avuçlamaya başladı. Bunun üzerine:
– Seni Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna çıkaracağım, dedim. Adam:
– Beni bırak, çünkü ben gerçekten muhtacım. Çoluk çocuğum da var. Bir daha gelmem, dedi. Ben de acıdım ve salıverdim. Sabah olunca yine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
– “Yâ Ebâ Hüreyre! Dün gece tutsağın ne yaptı?” diye sordu. Ben de:
– Yâ Resûlallah! Bana yine ihtiyaç içinde bulunduğunu ve çoluk çocuğu olduğunu söyledi, ben de acıdım ve salıverdim, dedim. Peygamberimiz:
– “O kesinlikle sana yalan söyledi, ama tekrar gelecek.” buyurdu. Ben de üçüncü defa gelmesini bekledim. Gerçekten geldi ve yine yiyecek şeylerden avuçlamaya başladı. Onu tekrar yakaladım ve:
– Seni mutlaka Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna çıkaracağım; artık bu üçüncü ve son gelişindir. Bir daha gelmeyeceğine söz veriyorsun, sonra tekrar geliyorsun, dedim. Bu defa bana:
– Beni bırak! Allah’ın seni faydalandıracağı bazı kelimeleri ben sana öğreteyim, dedi. Ben:
– O kelimeler nelerdir, dedim. O:
– Yatağına girdiğinde Âyetü’l-kürsî’yi oku. O takdirde, senin yanında Allah tarafından sürekli bir koruyucu bulunur ve sabaha kadar şeytan sana yaklaşamaz, dedi. Bunun üzerine ben onu salıverdim. Sabah olunca Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:
– “Tutsağın dün gece ne yaptı?” diye sordu. Ben de:
– Yâ Resûlallah! Allah’ın beni faydalandıracağı birtakım kelimeleri bana öğreteceğini söyledi, ben de onu salıverdim, dedim. Peygamber Efendimiz:
– “O kelimeler neler?” diye sordu, ben de o kimsenin bana:
– Yatağına girdiğin zaman Âyetü’l-kürsî’yi, “Allahü lâ ilâhe illâ hüve’l-hayyü’l-kayyûm” âyetini başından sonuna kadar oku; senin yanında Allah tarafından sürekli bir koruyucu bulunur ve sabaha kadar şeytan sana asla yaklaşamaz, dediğini söyledim. Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Bak hele! Kendisi yalancı olduğu hâlde bu sefer sana doğruyu söylemiş. Üç gecedir kiminle konuştuğunu biliyor musun, ey Ebû Hüreyre?” dedi. Ben:
– Hayır, bilmiyorum, dedim. Resûl-i Ekrem:
– “O şeytandır!..” buyurdular. (Buhârî, Vekâlet 10, Fezâilü’l-Kur’ân 10, Bed’ü’l-halk 11)
Yorum Gönder