Filmde ana karakter olarak bir şeyh, şeyhin sağ kolu olan yardımcısı ve bir iş yerinde çıraklık yapan ehli takva Muharrem Efendi var.
Şeyhin yanına gelindiğinde eli eteği öpülüyor.
Filmde kullanılan ışık sürekli karanlık. Sürekli koyu bir tema hakim. Zira işin içinde din ve dinle ilgili şeyler var.
Din hakkında propaganda oluşturulmak istenen tüm filmlerde aynı yöntemlere şahit olursunuz..
Örneğin Türkiye'de, İstanbul'da, günümüzde ya da günümüze yakın çekilen yabancı filmlerde de aynı algı oluşturulur. Sanki herkes çarşafla geziyormuş gibi, sanki insanlar kendilerine benzememiş gibi, sanki çıplaklık ve açıklık yaygınlaşmamış gibi sahneler çekerler. Sahnelerde polis arabaları hacı murat, şahin, tofaş vs'dir. Zira Türkiye'de başka araba yoktur.(Bakınız: Altın Yumruk İstanbul'da-Jackie Chan, Taken 2) Herkes kara çarşaflarla gezer. Tüm teröristler İslam'i cihad gruplarına bağlı sakallı, pis görünen çirkin insanlardır. Çünkü onlar Müslümandır. Evler hep 1-2 katlı kerpiç ya da eski evlerdir. Hakim olan görüntü filtresi sarıdır ve size çöl havası verir.
Daha iyi anlamak için GZT'nin hazırlamış olduğu bu videoyu izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=WDB4y7CjR48
Takva filmine devam edelim.
Zikir sahnesinin ardından hemen cinsel ilişki sahnesi var ki gözükmeyen tek şey cinsel organları. Halis niyetle yapılmış olsa bu sahne böylesine fütursuzca yapılmazdı.
Dergaha bağlı dükkan, ev ve arsaların kiralarını toplamak için şeyh güvenini kazanmış olan çırağı görevlendiriyor. Çalıştığı yer de o çırağa yardımcı bir hizmetçi tesis ediyor, yeni bir çırak alıyor. Artık sürekli itaat etmesi gereken emirler vermek yok. Emredebileceği ya da iş yaptırabileceği yaş olarak daha küçük bir hizmetçisi oluyor.
Caminin altında büyük bir market var. Adam marketten kirayı alıp çıktıktan sonra selam verir gibi ya da rükuya gider gibi eğiliyor. Ardından kamera camiye doğru pan yapıyor. Burada dinin kapitalizm önünde eğilmesini gösteriyor.
Çırak kira istemeye gittiği evde ilk defa açık bir kadınla karşılaşıyor.
Çarşıya çıkıyor ve üzerlerinde yalnızca bikini bulunan cansız mankenlerle karşılaşıyor. Gözlerini çeviriyor ama fuhşiyat o kadar yaygınlaşıp sıradanlaşmış ki gözlerini eğdiği yerde bile maruz kalıyor.
Haramdan gözlerini çeviriyor ama çevirdiği yerde bile haram görecek kadar çok fazla çıplaklık var. Geldiğimiz ahlaksızlığın boyutunu güzel anlatıyor ama filmin verdiği mesaj bu değil. Verdiği mesaj buna alışmadığın bunu kendin için sıradanlaştırmadığın için maruz kaldığında zorluk çekiyorsun diyor. Yani harama bakacaksın, maruz kalacaksın ne kadar çok haram görürsen o kadar çok kendine hakim olursun. Bu mantık saçmadır. Ne kadar çok porno izlersen nefsine o kadar çok cinsel duygularına hakim olma gücün artar mantığı vardır. Bu ise saçmalıktan ötedir.
Tekke cerrahi tekkelerinden. Ve cehri zikir çekiliyor. Zikir sahnelerinde insanların zikir esnasında kendilerini kaybetmeleri anlatılıyor.
Hesap sahnesinde şeyh dergaha yapılan her türlü hizmet ve dergaha giren her türlü çıkar Allah'a yapılmakla özdeşleştirilen bir konuşma yapıyor.
Ev ve dükkanların tamiri için dergaha bağlı olan ustalara yaptırman gerekiyor diye nasihat veriyor. Ona ilk defa sahip olacağı bir telefon hediye ediyor. Odasına gittiğinde ilk defa lüks kıyafetler, ayakkabı ve tesbihlerle karşılaşıyor. Mütevazı hayatında ilk defa böyle imkanlara maruz kalıyor. Yetmiyor bir de araba ve şoför tesis ediliyor. Adam bu nimetlerin altında ezilerek Allahu ekber diyor.
Bu imkanları kendi nefsin için değil Allah yolunda dergah için kullanacağın malumdur diyerek aslında filmin tam zıddına gideceği mesajı veriliyor.
Zikir çekerken daldığı uykuda yine cinsel içerikli rüya görüyor. Kadının giyimi ve inlemesine kadar her şey gösteriliyor. Islak rüyaların insanın ergenliğe girmesiyle başlayan fıtri bir olay olmasından ziyade haramdan uzak duran dindar kişilerin haramlara maruz kalınca gördükleri rüyalar gibi mesaj veriliyor.
Rüya sonrası adam tevbe istiğfarla elinde havlularla hemen banyoya koşuyor. A ah o da ne şeyh efendiyle karşılaşıyor. Cünüp bir halde olacak şey mi o!
Dindar adam para, makam ve kadın ile karşılaşınca kudurur.
Dükkan sahibinin koltuğunda oturan takva sahibi çırak yanına verilen hizmetçisinden kendisine çay getirmesini istiyor. Patronun geldiğini fark etmeden çayı getirdin mi şuraya bırak diyor. Patron olduğunu anlayınca hemen masadaki yayıntılarını toplayıp kalkıyor ve özür diliyor. Yakın plandan uzak plana doğru gidince üzerinde her zaman gördüğümüz mütevazi köylü kıyafetleri değil dergahın ona hediye ettiği takım elbiseleri görüyoruz. Patronun yorumu ise sen tam adama benzedin oluyor.
Şeyh yardımcısı ile çırak hakkında konuşurken kızının olduğunu öğreniyoruz. Kızının getirdiği şerbeti yardımcısı şeyhe ikram ederken bardağını dahi öperek veriyor.
Allah'a gösterilmeyen saygının insanlara şeyhlerin nefsine gösterildiğine şahit oluyoruz.
Şeyh Muharrem efendiyi ortanca kızı ile evlendirmeyi teklif ediyor.
Murarrem Efendi bir iş yerinden kira aldıktan sonra iki kişinin kendisi hakkında konuşmasına şahit oluyor. Müslümanım deyip Müslüman görünüp torpil yapan, namussuzluk yapan, alavere dalavere ile iş gören insanları konuşuyorlar. Müslümanım derler sıraya geçmezler diyor. Kaldı ki Muharrem efendinin bir kaç sahne önce bir kuyrukta sıra beklediğini de görüyoruz.
Bir müddet sonra mütevazi giyinen ve sürekli ezik olan Muharrem Bey gitti. yerine araba ve şoförle her yere giden, takım elbise giyen ve özgüvenli şekilde konuşan adam geliyor.
Girdiği bir sanayi dükkanında içki içen ustalarla karşılaşıyor. Onlardan oranın kaçak olduğunu öğreniyor. Dergahın yamuklarına şahit olmaya başlıyoruz.
Muharrem Bey şeyhin sağ kolu ile dergahta yemek yerken içki içen kişilerin kiracı olmasından rahatsız oluyor. Bunu güya dergaha yakıştıramayarak şeyhin yardımcısına konuyu açıyor. O da burası dergah ve buraya para lazım adam kirasını zamanında okutuyor. O kiraları almazsak burda öğrenci okutamaz, fakirleri doyuramayız diyor.
Dergahların kötü, çirkin, illegal işlerden para kazanmaları işlenmeye çalışılmış ama burada bazı sıkıntılar var. Evet bunu İslamın onaylamadığı gibi biz müslümanlar da onaylamayız. Ancak burada olan düşünce hatası şudur: bir müslüman yahut bir İslami dernek hristiyan, yahudi gibi gayri müslimlerle yahut günahkar müslümanlarla iş yapamaz, kiraya veremez, alış veriş yapamaz, anlaşma yapamaz, onlardan para kazanamaz, kazanmamalı gibi bir algıya sahipler. Dinimizde böyle bir şey olmadığı gibi Mekke'nin fethi sırasında kabe anahtarlarının ehlinin elinden alınmasına karşı ayet inmiştir. Ya da peygamberimiz yahudi ve Hristiyanlarla alışveriş ve anlaşmalar yapmış fakat tebiliğ duruşundan taviz vermemiştir.
Bir dergaha yakışan şey Allah rızası için olsa bile illegal işlerden para kazanmaktan uzak durmak olduğu gibi günahkar kiracısına doğru yolu doğru yolla anlatmak tebliğ yapmaktır. Kiraya verirken dini hassasiyeti olan kişileri seçme hakkına sahiptir. Ancak sonradan kendine ve dinine aleni düşmanlık yapmadığı sürece sen günah işliyorsun diyerek onu dükkanından vs çıkartamaz.
Filmlerde özellikle de siyasi olarak baskının hakim olduğu yeşilçam filmlerine oralarda kullanılan isimlere vs (Şaban, Ramazan vs)bakabilirsiniz.
Vurun Kahpeye Romanı ve Filmleri Üzerine İnceleme - Halide Edip Adıvar || Bir Propaganda Tarihi
https://www.youtube.com/watch?v=RNCgh6bBddU
Drive dan daevam edildi
06.07.2021
Şeyhin yanına gelindiğinde eli eteği öpülüyor.
Filmde kullanılan ışık sürekli karanlık. Sürekli koyu bir tema hakim. Zira işin içinde din ve dinle ilgili şeyler var.
Din hakkında propaganda oluşturulmak istenen tüm filmlerde aynı yöntemlere şahit olursunuz..
Örneğin Türkiye'de, İstanbul'da, günümüzde ya da günümüze yakın çekilen yabancı filmlerde de aynı algı oluşturulur. Sanki herkes çarşafla geziyormuş gibi, sanki insanlar kendilerine benzememiş gibi, sanki çıplaklık ve açıklık yaygınlaşmamış gibi sahneler çekerler. Sahnelerde polis arabaları hacı murat, şahin, tofaş vs'dir. Zira Türkiye'de başka araba yoktur.(Bakınız: Altın Yumruk İstanbul'da-Jackie Chan, Taken 2) Herkes kara çarşaflarla gezer. Tüm teröristler İslam'i cihad gruplarına bağlı sakallı, pis görünen çirkin insanlardır. Çünkü onlar Müslümandır. Evler hep 1-2 katlı kerpiç ya da eski evlerdir. Hakim olan görüntü filtresi sarıdır ve size çöl havası verir.
Daha iyi anlamak için GZT'nin hazırlamış olduğu bu videoyu izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=WDB4y7CjR48
Takva filmine devam edelim.
Zikir sahnesinin ardından hemen cinsel ilişki sahnesi var ki gözükmeyen tek şey cinsel organları. Halis niyetle yapılmış olsa bu sahne böylesine fütursuzca yapılmazdı.
Dergaha bağlı dükkan, ev ve arsaların kiralarını toplamak için şeyh güvenini kazanmış olan çırağı görevlendiriyor. Çalıştığı yer de o çırağa yardımcı bir hizmetçi tesis ediyor, yeni bir çırak alıyor. Artık sürekli itaat etmesi gereken emirler vermek yok. Emredebileceği ya da iş yaptırabileceği yaş olarak daha küçük bir hizmetçisi oluyor.
Caminin altında büyük bir market var. Adam marketten kirayı alıp çıktıktan sonra selam verir gibi ya da rükuya gider gibi eğiliyor. Ardından kamera camiye doğru pan yapıyor. Burada dinin kapitalizm önünde eğilmesini gösteriyor.
Çırak kira istemeye gittiği evde ilk defa açık bir kadınla karşılaşıyor.
Çarşıya çıkıyor ve üzerlerinde yalnızca bikini bulunan cansız mankenlerle karşılaşıyor. Gözlerini çeviriyor ama fuhşiyat o kadar yaygınlaşıp sıradanlaşmış ki gözlerini eğdiği yerde bile maruz kalıyor.
Haramdan gözlerini çeviriyor ama çevirdiği yerde bile haram görecek kadar çok fazla çıplaklık var. Geldiğimiz ahlaksızlığın boyutunu güzel anlatıyor ama filmin verdiği mesaj bu değil. Verdiği mesaj buna alışmadığın bunu kendin için sıradanlaştırmadığın için maruz kaldığında zorluk çekiyorsun diyor. Yani harama bakacaksın, maruz kalacaksın ne kadar çok haram görürsen o kadar çok kendine hakim olursun. Bu mantık saçmadır. Ne kadar çok porno izlersen nefsine o kadar çok cinsel duygularına hakim olma gücün artar mantığı vardır. Bu ise saçmalıktan ötedir.
Tekke cerrahi tekkelerinden. Ve cehri zikir çekiliyor. Zikir sahnelerinde insanların zikir esnasında kendilerini kaybetmeleri anlatılıyor.
Hesap sahnesinde şeyh dergaha yapılan her türlü hizmet ve dergaha giren her türlü çıkar Allah'a yapılmakla özdeşleştirilen bir konuşma yapıyor.
Ev ve dükkanların tamiri için dergaha bağlı olan ustalara yaptırman gerekiyor diye nasihat veriyor. Ona ilk defa sahip olacağı bir telefon hediye ediyor. Odasına gittiğinde ilk defa lüks kıyafetler, ayakkabı ve tesbihlerle karşılaşıyor. Mütevazı hayatında ilk defa böyle imkanlara maruz kalıyor. Yetmiyor bir de araba ve şoför tesis ediliyor. Adam bu nimetlerin altında ezilerek Allahu ekber diyor.
Bu imkanları kendi nefsin için değil Allah yolunda dergah için kullanacağın malumdur diyerek aslında filmin tam zıddına gideceği mesajı veriliyor.
Zikir çekerken daldığı uykuda yine cinsel içerikli rüya görüyor. Kadının giyimi ve inlemesine kadar her şey gösteriliyor. Islak rüyaların insanın ergenliğe girmesiyle başlayan fıtri bir olay olmasından ziyade haramdan uzak duran dindar kişilerin haramlara maruz kalınca gördükleri rüyalar gibi mesaj veriliyor.
Rüya sonrası adam tevbe istiğfarla elinde havlularla hemen banyoya koşuyor. A ah o da ne şeyh efendiyle karşılaşıyor. Cünüp bir halde olacak şey mi o!
Dindar adam para, makam ve kadın ile karşılaşınca kudurur.
Dükkan sahibinin koltuğunda oturan takva sahibi çırak yanına verilen hizmetçisinden kendisine çay getirmesini istiyor. Patronun geldiğini fark etmeden çayı getirdin mi şuraya bırak diyor. Patron olduğunu anlayınca hemen masadaki yayıntılarını toplayıp kalkıyor ve özür diliyor. Yakın plandan uzak plana doğru gidince üzerinde her zaman gördüğümüz mütevazi köylü kıyafetleri değil dergahın ona hediye ettiği takım elbiseleri görüyoruz. Patronun yorumu ise sen tam adama benzedin oluyor.
Şeyh yardımcısı ile çırak hakkında konuşurken kızının olduğunu öğreniyoruz. Kızının getirdiği şerbeti yardımcısı şeyhe ikram ederken bardağını dahi öperek veriyor.
Allah'a gösterilmeyen saygının insanlara şeyhlerin nefsine gösterildiğine şahit oluyoruz.
Şeyh Muharrem efendiyi ortanca kızı ile evlendirmeyi teklif ediyor.
Murarrem Efendi bir iş yerinden kira aldıktan sonra iki kişinin kendisi hakkında konuşmasına şahit oluyor. Müslümanım deyip Müslüman görünüp torpil yapan, namussuzluk yapan, alavere dalavere ile iş gören insanları konuşuyorlar. Müslümanım derler sıraya geçmezler diyor. Kaldı ki Muharrem efendinin bir kaç sahne önce bir kuyrukta sıra beklediğini de görüyoruz.
Bir müddet sonra mütevazi giyinen ve sürekli ezik olan Muharrem Bey gitti. yerine araba ve şoförle her yere giden, takım elbise giyen ve özgüvenli şekilde konuşan adam geliyor.
Girdiği bir sanayi dükkanında içki içen ustalarla karşılaşıyor. Onlardan oranın kaçak olduğunu öğreniyor. Dergahın yamuklarına şahit olmaya başlıyoruz.
Muharrem Bey şeyhin sağ kolu ile dergahta yemek yerken içki içen kişilerin kiracı olmasından rahatsız oluyor. Bunu güya dergaha yakıştıramayarak şeyhin yardımcısına konuyu açıyor. O da burası dergah ve buraya para lazım adam kirasını zamanında okutuyor. O kiraları almazsak burda öğrenci okutamaz, fakirleri doyuramayız diyor.
Dergahların kötü, çirkin, illegal işlerden para kazanmaları işlenmeye çalışılmış ama burada bazı sıkıntılar var. Evet bunu İslamın onaylamadığı gibi biz müslümanlar da onaylamayız. Ancak burada olan düşünce hatası şudur: bir müslüman yahut bir İslami dernek hristiyan, yahudi gibi gayri müslimlerle yahut günahkar müslümanlarla iş yapamaz, kiraya veremez, alış veriş yapamaz, anlaşma yapamaz, onlardan para kazanamaz, kazanmamalı gibi bir algıya sahipler. Dinimizde böyle bir şey olmadığı gibi Mekke'nin fethi sırasında kabe anahtarlarının ehlinin elinden alınmasına karşı ayet inmiştir. Ya da peygamberimiz yahudi ve Hristiyanlarla alışveriş ve anlaşmalar yapmış fakat tebiliğ duruşundan taviz vermemiştir.
Bir dergaha yakışan şey Allah rızası için olsa bile illegal işlerden para kazanmaktan uzak durmak olduğu gibi günahkar kiracısına doğru yolu doğru yolla anlatmak tebliğ yapmaktır. Kiraya verirken dini hassasiyeti olan kişileri seçme hakkına sahiptir. Ancak sonradan kendine ve dinine aleni düşmanlık yapmadığı sürece sen günah işliyorsun diyerek onu dükkanından vs çıkartamaz.
Filmlerde özellikle de siyasi olarak baskının hakim olduğu yeşilçam filmlerine oralarda kullanılan isimlere vs (Şaban, Ramazan vs)bakabilirsiniz.
Vurun Kahpeye Romanı ve Filmleri Üzerine İnceleme - Halide Edip Adıvar || Bir Propaganda Tarihi
https://www.youtube.com/watch?v=RNCgh6bBddU
Drive dan daevam edildi
06.07.2021
Yorum Gönder