Bisikletle Yaşadığım Talihsiz Bir Trafik Kazası



Bugün 24.09.2023. sadece bir saat sonra başıma geleceklerden habersiz kahvaltı hazırladım. Güzelce kahvaltımı yapıp hazırlandım. Çok sevdiğim bir ağabeyim benden bir ricada bulunmuştu. Pazar günü tadilat için kafesine bir usta gelecekti. Kendisi şehir dışında olduğu için ustaya yaptığı işte biraz yardım edecek şekilde birine ihtiyaç vardı. Ben de müsait olduğum için gidebileceğimi söyledim. Saat 9.00'da orada olmam için sözleştik. Ancak eşim 112 de hemşire olduğu için o gün nöbetteydi ve saat 9.00'da nöbetten yeni çıkacaktı. Saat 9'a 5 Kala hazırlandık ve kızımla arabaya binip eşimi almaya gittik. Aslında o bisikletle gelecekti ancak onun buraya gelmesi ve çocuğun başında durması zaman alacağı için bir an önce onu alıp eve gelmek istedim. En azından 9.30'da orada olabileceğimi düşünüyordum. Bunu ağabeyime belirttim.kızımla Saat 9.00'da araba ile eşimi almaya gittik. Ancak bir sorun vardı. Eşimin yerine nöbete gelecek olan hemşire arkadaşı o gün uyuyakaldığı için mesaisi dolduğu halde eşim nöbetten çıkamadı. Söz verdiğim saatte yetişme niyetiyle ben de eşime söyledim ki ben bisikletle eve gideyim bir an önce motoru alıp dükkana yetişeyim. Eğer arkadaşın ben çıkar çıkmaz gelirse ve sen nöbeti teslim edebilirsen beni ana yoldan alırsın. Katlanır bisikleti arabaya atar bir an önce eve gideriz dedim.. Vakit kaybetmeden katlanır bisikletle yola koyuldum. Tabii bu kadar detaylı anlatamadım. Telaş ve aceleden dolayı o beni eve değil de bisikletle çarşıya gidiyor zannetmiş. Neyse, ana yola geldiğimde normalde her zaman okuldan ya da çarşıdan eve giderken tercih ettiğim ana yola paralel olan tali yolu tercih etmedim. Zira eşim ana yoldan gideceği için beni yolda gördüğünde alamaz diye düşündüm ve o yola girmektense ana yoldan gitmeyi tercih ettim. Çevre yoluna çıktım. Bir buçuk yıldır o yolu kullanıyorum ilk defa eve de giderken çevre yolundan gittim. Tabii giderken aarabanın birisi bir anda arkamdan çarptı ve beni düşürdü. Önce arabanın kaportasına çarptım kayıp yüzüstü yere düştüğümde Arabanın sağ arka tekeri benim sol dirseğimin üzerinden asfalta kıstırıp geçti. Can havliyle toparlanıp kafamı kaldırdığımda arabanın durmadığını ve gittiğini gördüm. Gri renkli bir jipti. Durmadığı için plakasını alamayacağım kadar uzaklaşmıştı. O fütursuzca uzaklaşırken arkasından yalnızca "dursana!" diye bağırdım. Bisiklet sağ şerdin kenarına düşmüştü. Cebimden telefonum ve anahtarlarım fırlamıştı. Hemen akabinde geçen arabalara durmaları için elimle işaret ettim ancak hiçbir araba durmadı. Yaklaşık bir dakika kadar yerde yattıktan sonra bir tane hanımefendi geldi ve bisikletimi kenara çekti telefonumu ve anahtarlarımı verdi. Hemen 112'yi aradım. Afyon çıkışını tutmalarını birinin bana bisikletimle giderken arkadan çarpıp kaçtığını. söyledim. Sanırım o halde ambulans talep etmeyi bile akıl edemedim. 112 beni geri aradı. Benim durumumu öğrendi araçta sıkışık mısınız itfaiyeye gerek var mı diye sordu. Ben de hayır bisikletle çarpıldığımı ve nerede olduğumu ve o anki durumumu söyledim. Kapattıktan sonra aklıma eşim geldi. Zira ben eşimin istasyonunun çalışma bölgesinde kaza yapmıştım. İnşallah arkadaşı gelmiştir ve vakaya o çıkar, eşim çıkmaz diye dua ettim. Yanımdaki hanımefendi de üzüldü eşiniz mi çalışıyor diye sordu. 5 dakika geçmeden ambulans geldi. Tabii arkadaşı gelmediği için vakaya eşim çıkmak zorunda kalmış. Eşim uzaktan bisikleti ve beni görünce anlamış zaten. O benim eşim diye telaşla panikle yanıma geldi ne oldu diye sordu. Oradakiler ve polisler eşimin ve benim böyle trajik bir olay yaşadığımıza üzüldüler. Zira bu eşimin nöbetteyken yaşadığı 3. ağır vakaydı. 2014 yılında çalışırken kardeşinin vefatını öğrendi, 2020 yılında sahada görev yaparken arabalarını kullanan şoförün hatası yüzünden ciddi bir kaz yaşadı. Şimdi de ben kaza yapmıştım. Eşime ve ekip arkadaşlarına orada hemen durumu anlattım. Hemen beni ambulansa aldılar. Sol kolumun üzerinden araba geçtiği için kolumu kıpırdatamıyordum. Boyunluk takıp koluma kıpırdamaması için atel yaptılar. 5 dakika geçmeden polis geldi ve ifademi aldı. Ardından beni ambulansla hastaneye götürdüler. Çok şükür ki kolumda kırık çıkmadı yalnızca ezilmişti. Dizimde, ellerimde, ve belimde Vücudumun çeşitli yerlerinde düşmeye bağlı olarak yüzülmeler mevcuttu. Bisikletimin arkası hasar görmüş telefonumun ekranı parçalanmıştı. Başıma gelenlerden ziyade adamın ve yolda yardım istediğim kişilerin durmaması beni en çok yaralayan şey olmuştu. Orada yayan geçen hanımefendi ve motorla duran bir Abi olmasaydı başımda hiç kimse durmayacaktı. Belki bir gün bu yazıyı okurlarsa onlara nedenli teşekkür ettiğimi bilmelerini isterim. Kütahya Belediyesi'nin 1 yıldır bitiremediği yol çalışması yüzünden yol üzerindeki mobese kameraları kaldırılmıştı. Hem Kütahya'nın çıkışında hem de üniversitenin önündeki kavşakta kamera yoktu. Plakasını da alamadığım için polis maalesef çok fazla yapılacak bir şey olmadığını ifade etti. Öncesinde ve etrafta illaki kameralar vardır ancak kim önemseyecek de o kameralara bakacak? Ben şikayetçi oldum yine de. Öğlen tomografi sonuçları çıktığında kolumu alçıya aldılar ve beni taburcu ettiler. Hastaneden çıktıktan sonra karakola gidip zarar gören eşyalarımın fotoğraflarını çektirip hasar tespitinde bulunduk. Bulunacağına ya da bulunduktan sonra cezalandırılacağına çok fazla ümidim yok. Zira Adalet sistemimiz karakoldaki polislerin uğraşmak istememesi önemsememesi beni buna itiyordu. Ancak adamın bulunup cezalandırılmasını istiyordum zira orada beni bırakıp kaçacak kadar düşüncesiz ve insanlıktan uzak olması bu cezayı hak ediyordu. Ne canımın yanması ne telefonumun kırılması ne de bisikletimin zarar görmesi değil. Tabii dua ediyorum İnşallah bulunur ve gereken cezayı alır. Nasıl bir insafsızlıktır ki  çarptıktan sonra bırakıp gidebiliyorsun. Ya da bir bisikletliye çarpacak kadar dikkatsiz bir halde araba kullanıyorsun. Artık fark etmedi mi, ehliyeti mi yoktu, alkollü müydü veya korkup kaçtı mı bilemiyorum. Sonuçta kediye çarpsan bile fark edersin. Yalnızca bana değil bisikletimle beraber çarptığı için illaki arabada ses çıkmıştır. Teker de nerdeyse üzerimden geçti. Kolumda parçalı bir kırığın olmadığına şükrediyorum. Orada düştüğümde başımı vurabilirdim ya da araba tamamıyla üzerimden geçebilirdi. Milyonlarca daha beter olabilecek şey var. Dolayısıyla her hal üzere şükretmek gerek. Benim burada hatam yol kenarındaki banketin en sağından gitmemek oldu. Oradan gidemedim çünkü çok fazla cam kırığı vardı. Lastiğim patlama riskiyle karşı karşıyaydı. Aslında araba bana çarpmadan önce "cam kırığı değil can kırığı olmasın" diye içimden geçirmiştim. Ancak uygulamaya fırsat kalmadan araba çarptı.  Zafer Akçay hocanın dediği gibi hayat boşlukları doldurur. Siz eğer doğru düzgün şeridinizde ya da şeridi ortalayarak gitmezseniz ya da en sağda arabaların hızlı geçtiği bir ortamda kenardan gitmezseniz elbette birisi yanınızdan geçmeye kalkacaktır diyor. Benim de öyle oldu adam geçebileceğini düşündü ancak bana çarptı. Bu yüzden motor ya da bisikletle giderken ana yolda dahi olsa yolun kenarından değil, şeridinizden ve şeridinizin ortasından gitmelisiniz. Yoksa birisi yanınızdan geçmeye kalkar bu şekilde düşersiniz. Hayatın her alanında trafikte değil yalnızca trafikte değil hayatın her alanında Bu böyledir. Hayat boşlukları doldurur siz var olmazsanız sizin yerinize orada birisi var olur. Kendi hayatınızda Kendi kararlarınızı alarak var olmazsanız sizin yerinize. Sizin adınıza kararlar alarak yine sizin hayatınızda başkaları var olmaya kalkar. Kararsızlık en kötü karardır. Hayat kararsızlığı sevmez. Hata kaldırmaz, hataları affetmez. Kendi adınıza dikkatli olmanız gerektiği gibi başkalarının dikkatsizlikleri ve hataları adına da dikkatli olmak zorundasınız. Tedbir almak zorundasınız. Almazsanız işte benim gibi sonuçlarına katlanmak zorunda kalıyorsunuz. Motoru yeni aldığım için aylardır Zafer akça'ya hocamın tecrübelerini paylaştığı faydalı videoları sürekli izliyordum. Ancak yalnızca bilgi sahibi olmak değil uygulamak tecrübe sahibi olmak önemli. Adamın bulunması temennisiyle gelmiş geçmiş olmasını diliyorum sizlerin de bu tarz kazalardan korunmanız için dua ediyorum. İnşallah bana çarpan adamda bulunur ve gereken yapılır. Lütfen sizler de dikkatli olun. Arayan soran, merak eden herkese teşekkürlerimi iletiyorum. Uzakta oldukları için gelemeyen ancak başıma gelenler karşısında gözyaşı döken kıymetli aileme teşekkür ediyorum. Bir iki saatlik yol demeyip çıkıp gelen ve yanımda olan kardeşime ve kıymetli enişteme teşekkür ediyorum. Tüm zor zamanlarımızda yanımda olan kayınbiraderim Samet ağabeyime ve kayın aileme teşekkür ederim. En çok da yanımda olan ve her an bana destek olan eşim teşekkür hakediyor. Hepsinden Allah razı olsun.

Tedbir almak tedavi olmaktan iyidir...

Neredeyse 3 hafta oldu. Yolun öncesinde ve sonrasında kameralar olduğu halde polis önemseyip onlara bakmıyor ya da bakmak için beni çağırmıyor. Savcılığa gittiğimde karakola yönlendiriyorlar karakola gidiyorum içeri dahi sokmadan işlem yapılıyor deyip başından savıyorlar. Şimdi çarpan adamın yerinde olun ve düşünün. Neden bir insanın canına ve malına kastettikten sonra ya da zarar verdikten sonra kaçmayasınız ki. Buradan Biz de bunu mu öğrenmiş oluyoruz? Eğer hata kaza ya da kasten birisinin malına ya da canına zarar verirseniz  durmayacaksınız yoksa başınız derde girer mi demek oluyor. Kaçın gidin nasıl olsa tespit etmeleri için uğraşmak bile istemeyecekler mesajını mı veriyor? Bulsalar bile ispat etmeleri cezalandırmaları belki yıllar alacak. Geç gelen adalet zulüm değil midir?




Post a Comment

Daha yeni Daha eski