PEYGAMBERİMİZİN (PEYGAMBERLİK) HAYATI
MEKKE DÖNEMİ (610-622)
İLK VAHİY: 610
Ramazan
ayının 27. Gecesinde (Kadir Gecesi); Mekke, Nur Dağı, Hira mağarasında; Cebrail
aracılığıyla Alak suresinin ilk beş ayeti gönderilmiştir:
“Oku!
(Yaratan Rabbinin adıyla). O, insanı "alak" dan yarattı. (1-2)
Oku! Senin Rabbin en cömert olandır. (3) O, kalemle yazmayı öğretendir, insana
bilmediğini öğretendir.” (4-5)
Kur’an
insana düşünmeyi, akletmeyi(tefekkür etmeyi); Rabbini; yarattıklarını inceleyip
araştırarak bilmeyi emreder.
İLK MÜSLÜMANLAR: 610
- Hz.
Hatice – eşi (hür kadınlardan) - Hz. Ebu Bekir – en yakın arkadaşı (hür
erkeklerden)
- Hz.
Ali – amcaoğlu (çocuklardan) - Hz. Zeyd b. Harise – evlatlığı (azatlı
kölelerden)
İKİNCİ VAHİY: 610
Müddessir
suresi ilk beş ayeti: “Ey bürünüp sarınan (Resûlüm)! ﴾1﴿ Kalk,
ve (insanları)
uyar.
﴾2﴿ Sadece Rabbini büyük tanı. ﴾3﴿ Elbiseni
tertemiz tut. ﴾4﴿ Kötü şeyleri terket.-5
Peygambere
tebliği; diğer insanlara onun gereği Rabbini bilmeyi, temizliği ve kötülükten
uzak durmayı emreder.
GİZLİ ÇAĞRI DÖNEMİ: 610-613
-
Yaklaşık üç yıl süren, davetin gizli yapıldığı dönemdir. - Genel olarak
“Daru’l-Erkam” olarak bilinen Ebu’l-Erkam isimli sahabinin evinde
toplanılmıştır. - Sayı üç yılda yaklaşık 40’a ulaşmıştır.
AÇIKTAN ÇAĞRI DÖNEMİ:613
Hz. Ömer ve Hz.
Hamza gibi güçlü isimlerin katılması ve Allah’ın emri ile başlamıştır.
Peygamberimiz; Safa tepesinden Mekkelileri Allah’a inanmaya davet etmiştir.
Bu
olaydan sonra baskı ve işkenceler artmıştır. İslam’ın ilk şehitleri Hz.
Yasir ve eşi Hz. Sümeyye’dir. d
HABEŞİSTAN’A HİCRET:615-616
Baskı
ve işkencelerden bunalan iki grup Müslüman Peygamberimizin izniyle; Adaletiyle
tanınan, Hrıstiyan Kral Necaşi’nin ülkesi Habeşistan’a göç etmişlerdir. Necaşi,
İslam’ın Hz. Meryem ile ilgili bildirdikleri üzerine Hz. Musa ile Hz. İsa’nın
getirdiklerinin aynı olduğunu söyleyerek Müslümanları Mekkeli müşriklere teslim
etmemiştir. Necaşi sonradan İslam’ı kabul ederek Müslüman olarak ölmüştür.
BOYKOT:616-619
Mekkeli
müşrikler İslam’ın yayılmasına engel olamayınca, Müslümanlara karşı bir boykot
metni hazırlayıp imzalamış, Kabe’nin duvarına asmışlardı. Yaklaşık üç yıl boyunca
Müslümanları toplumdan dışlamış, onlarla konuşmamış, alış-veriş
yapmamışlardır. Peygamberimiz ve eşi neredeyse tüm varlıklarını kaybetmiş, tüm Müslümanlar
çok zorlu günler geçirmişlerdir. Gelen bir vahiy sonucu boykot metni böcekler
tarafından yenilmiş, boykot kaldırılmıştır. (6-E)
HÜZÜN
YILI:620
Peygamberimiz
ard arda amcası Ebu Talip ve eşi Hz. Hatice’yi kaybetmiştir. Boykottan sonra bu
acılar Peygamberimizi çok üzmüş, teselli olarak Allah, Rasulüne miracı nasip
etmiştir.
AKABE BİATLARI:621-622
Yesrib
(Medine)’den gelen bir grup Müslüman Peygamberimize Akabe denilen yerde biat
etmişlerdir. (bağlılıklarını bildirmişlerdir.) Ertesi yıl daha kalabalık bir
grup olarak gelmişler ve Peygamberimizi ve müslümanları Medine’ye davet
etmişlerdir.
HİCRET: 622
Müşrikler Peygamberimize suikast
planlamışlardı. Allah’ın izni ve yardımıyla Peygamberimiz, arkadaşı Hz. Ebu
Bekir ile yola çıktı. Yerine emanetleri teslim etmesi için damadı Hz. Ali’yi
bırakmıştı.
Yolculuk sırasında Sevr mağarasında
gizlendiler (güvercin yuvası, örümcek ağı). Hicret yolculuğunda konakladıkları
Kuba’da ilk mescit yapıldı. Hz. Ali burada Peygamberimize yetişti. Ranuna
Vadisi’ne geldiklerinde Cuma namazı farz kılındı ve ilk Cuma namazı Ranuna
Vadisi’nde kılınmıştır. Medineliler Peygamberimizi ve tüm Müslümanları sevgiyle
karşıladılar.
MEDİNE DÖNEMİ(622-632)
,
HİCRETİN SONUÇLARI:
*Baskı ve işkenceler sona erdi. *Dinlerini
özgürce yaşayabildiler. *İslam’ın yayılışı hızlandı.
*Bağımsız bir güç haline geldiler,
devletleşmeye başladılar.
*Hicret(622), Hz. Ömer zamanında (639
yılında) takvim başlangıcı olarak kabul edilmiştir.
MESCİD-İ NEBİ:
Hicretten sonra ilk iş olarak Mescid-i
Nebi inşa edildi. Yanına Peygamberimiz ve ailesinin kalacağı odalar inşa
edildi. Dinin anlatılması, toplumsal sorunların konuşulması, eğitim-öğretim
faaliyetleri, elçilerin kabulu, yardımların dağıtılması.. gibi işlerin
yapıldığı önemli bir merkez haline geldi.
İşlevleri:
TOPLUMSAL BARIŞIN SAĞLANMASI:
MUHACİR: Mekke’den
Medine’ye göç eden Müslümanlar
ENSAR: Medineli,
göç edenlere yardım eden Müslümanlar.
*Her bir muhacir ile bir ensar kardeş ilan
edildi (Muahat), birbirlerinin ihtiyaçlarını gidermeye yardımcı oldular.
* Medineli iki büyük kabile olan Evs ve
Hazreç arasındaki kavga sona erdi.
*Şehirdeki
Yahudi kabileler ile “MEDİNE SÖZLEŞMESİ” imzalandı (ilk anayasa sayılır). Herkesin dinini özgürce yaşaması, şehrin
birlikte savunulması gibi konularda anlaşılmıştı.
EĞİTİM-ÖĞRETİM FAALİYETLERİ
Din ve ahlak eğitimini bizzat
Peygamberimiz, Mescid-i Nebi’de kadın erkek tüm müslümanlara vermiştir.
Özellikle haftanın bir gününü kadınlara ayırmıştır. Mescid-i Nebi’nin yanına
inşa edilen, adına “SUFFE” denilen
odalarda yatılı kalan kimsesiz-yoksul kişilerle ayrıca ilgilenmiş, onları özel alanlara (yabancı dil,
okuma-yazma vb) yönlendirmiştir. Burada kalan kişilere “Ashab-ı Suffe” denilmiştir. Burası İslam tarihindeki ilk yatılı okul sayılmıştır.
*Peygamberimizin eğitime verdiği önem; Bedir savaşı esirlerini, on
kişiye okuma yazma öğretme karşılığında serbest bırakması ile de açıkça görülmektedir. İslamdan
sonra Arabistanda okuma-yazma oranı hayli artmıştır.
MESCİD
MECLİS
MEDRESE (OKUL)
YARDIM KURUMU
ELÇİLİK BİNASI
MAHKEME
MİSAFİRHANE
ŞİFA ÇADIRI
BEYTÜLMAL
(DEVLET
HAZİNE ODASI)
BEDİR SAVAŞI: 624
Mekkeliler İslamın yayılışını engellemek,
ticaret yolları üstünde onların güçlenmesini önlemek için 1000 kişilik bir ordu
ile Müslümanlara saldırmaya karar verdi. Müslümanlar 300 kişi ile savaşa
katılabildi. Bedir Kuyuları yakınında yapılan savaşta Allah’ın da yardımı ile
Müslümanlar galip geldi.
UHUT SAVAŞI: 625
Bedir’in intikamını almak için Mekkeli
müşrikler 3000 kişilik bir ordu ile saldırdı. Peygamberimizin sahabelerle
yaptığı istişare sonucu savunma değil meydan savaşına karar verildi. 1000
kişilik Müslüman ordusu münafık(iki yüzlü)ların da ayrılması sonucu 700 kişiye
kadar düştü. Önce Müslümanlar yenmiş durumdaydı ama okçuların yerini terk
etmesi ve destek müşriklerin arkadan saldırması sonucu Müslümanlar
yenildi(mağlup oldu)
HENDEK SAVAŞI: 627
Uhut
Savaşından da cesaret alan müşrikler Yahudi-Hrıstiyan tüm Arabistanın desteği ile 10 000 kişilik bir
ordu kurdu. Onlara dayanacak gücü olmadığı için Müslümanlar yine yaptıkları
istişarede Selman-ı Farisi’nin fikrini kabul ederek şehrin etrafına hendek(çukur) kazdılar. Bir
ay kadar kuşattıkları şehre hendeklerden geçemeyen müşrikler çıkan şiddetli kum
fırtınası sonucu dayanamayarak geri çekildiler. Müslümanlar galip gelmiş oldu
HAYBER’İN FETHİ: 628
Medine Sözleşmesi’ne uymayan bazı Yahudi
kabileleri zamanla Hayber Kalesi olarak bilinen yere yerleşti. Hendek savaşında da şehrin savunmasına yardım etmeyen Yahudiler
cezalandırıldı ve şehri terk ederek Haybere yerleşti. Yahudilerin burada da rahat durmayarak
Müslümanlar aleyhine davranmaları üzerine Hayber Kalesi 628 yılında kuşatılarark fethedildi.
HUDEYBİYE ANTLAŞMASI: 628
Peygamberimiz ve yaklaşık 1500 sahabe 628
yılında umre yapmak için Mekke’ye doğru yola çıktı. Müslümanlar savaşmak
niyetinde olmadıkları belli olsun diye ihramlarını(hacıların beyaz kıyafeti)
giyip, yanlarına kurbanlıklarını aldılar, savaş silahlarını da almadılar. Ancak
Mekke’liler şehre girmelerine izin vermedi, konakladıkları Hudeybiye mevkiinde
elçileri vasıtasıyla barış anlaşması imzaladılar. Bu anlaşmaya göre;
* Müslümanlar bu yıl umre yapmadan geri
dönecek ertesi yıl geldiklerinde sadece üç gün kalabilecekler.
* Mekke-Medine
arasında on yıl barış olacak, taraflar birbiriyle savaşmayacak. İstedikleri kabile ile ittifak
yapabilecekler.
* Mekkeli bir kişi Müslüman olursa
Mekkelilere geri teslim edilecek, Medineli biri Mekke’yi tercih ederse Mekke’de
kalabilecek.
Anlaşmanın maddeleri sahabelere göre adil değildi,
fakat Peygamberimiz barış sebebiyle anlaşmayı kabul etti. Mekkeliler kendi
lehlerine gördükleri bu anlaşmayı iki yıl sonra bozdular.
MEKKE’NİN FETHİ: 630
Müslümanlar, Hudeybiye anlaşması kurallarına uymayan Mekke üzerine
630 yılında 10 000 kişilik bir ordu ile yürüdüler. Karşı koyacak gücü olmayan Mekkeli
müşrikler şehri savaşsız teslim etti. Peygamberimiz; kendisine ve Müslümanlara
her türlü baskı ve işkenceyi yapan müşrikleri evlerinde
kalmaları şartıyla affetti, Kabe’deki putları kırdırdı. İslam’ın kuşatıcı gücünü gören
müşriklerden pek çoğu kendi istekleri ile Müslüman oldu.
Medineli Ensar, Kabe’nin burada olması ve
Peygamberimizin doğduğu şehir olması sebebiyle Peygamberimiz’in Mekke’de
kalacağı düşündü. Ancak vefa örneği
Peygamberimiz kendisine ve Müslümanlara zor zamanlarında kucak açan Medine’ye
geri döndü.
VEDA HACCI VE VEDA HUTBESİ: 632
Peygamberimiz ilk ve tek haccını 632 yılında yapmak için Mekke’ye gideceğini duyurdu.
Bunun üzerine diğer Müslümanlar da ona eşlik etmek için hazırlıklara
başladılar. Kalabalık bir Müslüman topluluğu ile Haccını yapan Peygamberimiz
onlara haccın yapılışını uygulamalı olarak göstermiş oldu.
Arafatta bu kalabalık gruba yaptığı konuşmaya da “Veda Hutbesi”
denir. Tavsiye ve
nasihatler içeren bu konuşma bir nevi Peygamberimizin vasiyeti sayılmıştır.
Müslümanlar için önemli mesajlar içerir.
HZ. MUHAMMED’İN VEFATI: 632
Veda haccından sonra ateşli bir hastalığa
yakalanan Peygamberimiz iyice güçsüzleşti. Namaz kıldıracak gücü kalmayınca
yerine namaz kıldırması için Hz. Ebu
Bekiri görevlendirdi. Hastalığı
iyice ağırlaşan Peygamberimiz 8 haziran 632
yılında Hz. Aişe’nin odasında vefat etti.
Müslümanlar ilk şoku atmakta zorlanmıştı.
Hz Ebu Bekir onlara konuşma yaparak “Her kim ki Muhammed’e tapıyor idiyse
bilsin ki Muhammed ölmüştür. Her kim Allah’a kulluk ediyorsa bilsin ki Allah
ölmez, diridir.” dedi. Sakinleşen
Müslümanlar cenaze namazını kılıp, Hz. Aişenin odasına defnettiler.
Mescit-i Nebi yanında
Peygamberimiz’in kabrinin bulunduğu bölüme “Ravza-i Mutahhara (Tertemiz Bahçe)” adı verilmiştir.
VEDA HUTBESİNDEN Veda hutbesini dinleyen insanlar hüzünlüydü, çünkü Peygamberleri
bu konuşmayla, onların arasından ayrılacağının işaretini veriyordu.
“Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.”
diyordu.
“Kimin yanında bir emanet
varsa, onu hemen sahibine versin.” “Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu
hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah’ın kitabı Kur’ân-ı Kerim ve Peygamberin
sünnetidir.” “Arabın Arap olmayana, Arap
olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah
üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak
takvadadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O’na karşı gelmekten en çok
sakınanızdır.” “Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız:
-Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız. -Allah’ın haram ve dokunulmaz
kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz. -Zina etmeyeceksiniz. -Hırsızlık yapmayacaksınız.” buyuruyordu.
Yorum Gönder